Fark et, fark ettir, farkın olsun...

2 NİSAN
DÜNYA OTİZM
FARKINDALIK GÜNÜ

               
Otizm üç yaşından önce başlayan ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlıktır. Otizmin beynin yapısını ya da işleyişini etkileyen bazı sinir sistemi sorunlardan kaynaklandığı sanılmaktadır.

             
Otizme nelerin yol açtığı konusunda kesin bir cevap verilememekle beraber günümüzde otizmin anne-babadan kalıtım yoluyla geçmiş olabileceğinden kuşkulanılmaktadır. Dolayısıyla, bu yönde pek çok araştırma yapılmaktadır. Ancak, henüz otizmin geni bulunabilmiş değildir. Otizmin çevresel faktörlerle tetiklendiği düşünülmektedir. Otizme her çeşit toplumda, ırkta ve ailede rastlanmaktadır. Dolayısıyla, bu özelliklerin hiç birinin otizmle ilişkili olmadığı kabuledilmektedir. Öyleyse, otizmin çocuk yetiştirme özellikleriyle ya da ailenin ekonomik koşullarıyla ilişkisi yoktur.

           
Otizm, günümüzde rastlanan en yaygın nörolojik bozukluktur ve Hastalıkları Kontrol Etme ve Önleme Merkezi (CentersforDisease Control Prevention)'nin 2012 verilerine göre 88'de 1 görülme sıklığı vardır. Bu yaygınlık bilgileri Birleşik Devletler kaynaklı iken, ülkemizde otistik bozukluğun yaygınlığına ilişkin henüz yeterli bilimsel veri bulunmamaktadır. Otistik bozukluğun tüm ırklarda, etnik gruplarda ya da sosyal statüsü farklı gruplarda görülebileceği, ailenin gelir durumu, yaşam biçimi ve eğitim düzeyi ile otistik bozukluk arasında bir bağ olmadığı vurgulanmaktadır. Cinsiyetle ilişkili olarak alanyazında farklı görülme sıklığı bilgileri bulunmasına rağmen, ortak görüş, erkeklerde kızlardan daha fazla görüldüğüdür

           
Otizm tanısı alan çocukların çoğunda değişik derecelerde öğrenme güçlüğü ve zeka geriliği de görülebilir.Eğer bir çocuk;

·         Başkalarıyla göz teması kurmuyorsa,

·         İsmini söylediğinizde bakmıyorsa,

·         Söyleneni işitmiyor gibi davranıyorsa,

·         Parmağıyla ile istediği şeyi göstermiyorsa,

·         Oyuncaklarla oynamayı bilmiyorsa,

·         Akranlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermiyorsa,

·         Bazı sözleri tekrar tekrar ve ilişkisiz ortamlarda söylüyorsa,

·         Konuşmada akranlarının gerisinde kalmışsa,

·         Sallanmak, çırpınmak gibi garip hareketleri varsa,

·         Aşırı hareketli, hep kendi bildiğince davranıyorsa,

·         Gözleri bir şeye takılıp kalıyorsa,

·         Bazı eşyaları döndürmek, sıraya dizmek gibi sıra dışı hareketler yapıyorsa,

·         Günlük yaşamındaki düzen değişikliklerine aşırı tepki veriyorsa,

bu çocuğun konunun uzmanları tarafından otizm açısından değerlendirilmesi gerekir.

             
Otizmin bilinen bir tedavisi yoktur. Erken yaşta başlanan, çocuğun yetenekleri ve gereksinimleri dikkate alınarak, bireysel özel eğitim programları hazırlanması ve uzman kişilerce uygulanması, günümüzde bilinen tek “tedavi” yöntemidir. Uygulanacak olan ilaç tedavisi otizme eşlik eden problemlerin azaltılmasına yöneliktir. Özel eğitim bir ekip çalışmasını gerektirir. Bu ekipte çocuğun kendi doktoru, özel eğitimcisi, konuşma terapisti, çocuk psikiyatrı ve/veya çocuk nörologu mutlaka bulunmalıdır. Ailelerin eğitim sürecine katılmaları ve desteklemeleri çok önemlidir.

31.03. 2014 

Dr Aydın ERDOĞAN
Sakarya Halk Sağlığı Müdürü




www.kemahspor.com
Saglık, İhmale Gelmez,







1978 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
SPONSORLARIMIZA TEŞEKKÜR EDERİZ


  www.dersan.com.tr
www.youtube.comdersanmedia